pencerenize karartın vururdu ben sokakta dururdum

o cumbalı evinizin balkonundan bakardın

uykusuz geçerdi gecelerim gurur yapar sana diyemezdim

ben ekmek aş yiyemezdim ey yar yiyemezdim

Comments

25 Mayıs 2021

İskilip’e Bağlıyız Ama “Gelüve Gidüve” Bağlamında İskilipli Değiliz

 

Bazılarınız belki bana kızacak ama yazının tümünü okuyun da ister kızın isterseniz kızmayın.

Ben altmış yaşını devirmiş biriyim. Saçlarımın bir kısmı döküldü büyük kısmı da ağardı. Ağardı da değirmende ağartmadık sonuçta.. Mafile Teyze’min sakalınız ağarsın lafını şimdi daha iyi anlıyorum. Aslında bize “yaşınız uzun olsun” diyormuş.

Bilmiyorum sizin başınıza hiç geldi mi ama benim başıma birkaç defa geldi. Nerede İskilipli görsem doğal olarak “Öyle mi ben de İskilipliyim!” demişimdir. Tamamında gördüğüm çok soğuk davranmaları oldu. Özellikle İskilip’in yerlisi denilen kesim. Kendilerini bir halt sandıklarından mıdır nedir hep soğuk davrandılar. Çok şükür bir ihtiyacım olup da onlardan bir şey talep etmiş değilim ama bu yaşıma kadar gördüğüm bu. Pardon yalan söylemiş olmayım bir defa işim düştü. Onu anlatmadan geçmeyeyim madem:

1986 yılı Kasım Ayı falan. O zamanlar Ankara’da kömür kullanıyoruz. Kömüre yazıldım. İki ay sıra verdiler. Büyük oğlum yeni doğmuş. Bir an önce kömür almak istiyorum. Ağabeyim Burhan da muhtar o sıralar. Köye gitmiştim. İskilip Pancar’dan da birileri geldi. Laf lafı açında içlerinden biri “Benim eniştem Balgat Kömür Deposunda çalışıyor. Ona git benim selamımı söyle. Senin kömür sıranı öne alır” dedi. Ankara’ya dönünce dediği kişinin yanına gittim. İsmail bilmem ne. Bizim yakın köylümüz. Rahmetli Ahmet amcamın da asker arkadaşının oğluymuş.

Yanına gittim. Orada şef konumundaymış. Odasına baktım yok. Birilerine sordum. 8-10 kişinin çalıştığı bir salonun ortasında dikelen kel kafalı birini gösterdiler.

Yanına vardım. Kendimi tanıttım. Yerliköylüyüm dedim. Pancardaki akrabasının selamını söyledim. Babayın asker arkadaşı da benim amcam dedim.

Normalde “Ooo hoş geldin hemşerim. Gel odama geçelim de bir çay içelim. Hem de konuşuruz” demesi lazım. (Değil mi??!!)

“Ne istiyorsun” dedi.

O kadar kalabalığın içinde söylemek istemedim.

“Sizinle özel konuşabilir miyim” dedim.

Cevap: “Benim kimseyle özel konuşacak bir şeyim yok. Ne söyleyeceksen burada söyle” dedi. Sert, gülmez, çatık kaşlı bir suratla.

Haydaa..

Bir defa laf ağzımdan çıkmış oldu. “Şey, ben kömüre yazıldım da iki ay sıra verdiler. Bunu biraz öne çekebilir miyiz diyecektim.”

Vallahi başbakanda o tavır olmaz. Sanki Ankara’nın tüm kömürünü ondan bedava istiyorum. Hayatımda ben öyle bir eziklik hissetmedim.

“Hiçbir şey yapamayız sıranı bekleyeceksin..!!”

Tepemden aşağı kaynar su döküldü.

Öldüm yav öldüm.

İnsan adam gibi davranır, yapamazsa bile uygun şekilde söyler. Kahroldum.

Bu durumu abime söyledim. O pancardaki akrabasına da anlattım. “Öyle birine beni niye gönderdin” diye sitem ettim. O da hayret etti. “Sakın onu adam sanıp da başkasını gönderme” dedim. Kafama koymuştum, bir yerde karşılaşırsak yapacağımı biliyordum. Ama hiç karşılaşmadık. Aman karşılaşmayalım da. Yüzünü şeytan görsün.

Yaptığı hemşeriliği bırak insanlığa sığacak şey değildi.

Oysa Doğu ve Güneydoğulularda durum böyle değil. Adamlar birbirlerine öyle tutkunlar ki. İmrendiriyorlar resmen.

O tarihten sonra bizim köyün deyimiyle “ağzımı boklu çayda yudum.”

Gelelim “Gelüve, gidüve” ye. İskilip’in içinde ve bazı köylerinde bu şekilde konuşuyorlar. Bizde öyle değil. Pek çok konuda İskilip’ten farklılıklarımız var. İyi ki de öyle!!

Haksız mıyım..?

 Ben Yerliköylüyüm.


Suat Zobu

 

.


0 yorum: "İskilip’e Bağlıyız Ama “Gelüve Gidüve” Bağlamında İskilipli Değiliz"