Çevreme bakıyorum “Hımm, şöyleyken şöyle, böyleyken böyle” diyorum. Diyebiliyorum.
Bir
bilim adamı veya akademisyen değilim. Ama görüp algılayabiliyorum.
Gözlemliyorum. Gözlemleyemez miyim..?
Ankara’da
yaşadığım için Ankara’ya göre söylüyorum. Başka yeri bilmem. Her yıl günler
uzayıp kısalıyor. Aralık Ayının 21’inde günler en kısa haline geliyor. Yumuşak bir
dönüşle yavaş yavaş uzamaya başlıyor. 21 Mart’ta geceyle gündüz eşit hale
geliyor. Günler uzuyor uzuyor 21 Haziran gibi en uzun gün, en kısa gece
yaşanıyor. Uç noktadan dönüşle bu defa günler kısalmaya başlıyor. 21 Eylül’de
gece ile gündüz tekrar eşit hale geliyor. İnsanlık yılda iki defa oluşan bu
eşitliğe “Ekinoks” diyerek bir isim bile koymuş. Günler gene orada durmuyor. 21
Aralık’a doğru seyrine devam. Bu durum hiç değişmiyor. Hep böyle. (Mevsim
farklılıkları dünya ekseninin 23º eğik
olmasından kaynaklıymış.)
Gözlemliyorum.
Ay
mesela. Hiç değişmeden 28-29 günlük süreçlerle dönüp duruyor. Hem dünyanın
etrafında hem kendi etrafında. Işık alan kısmı küçülüyor, büyüyor. Biz hep
gördüğümüz yüzünü görüyormuşuz. Dönüş hızına göre öbür yüzü dünyadan asla görünmeyecek
şekilde ayarlanmış. Milyonlarca yıldır milim şaşmıyor. Çok ilginç. Dünya
güneşin etrafında dönüyor, Güneş de sistem olarak belli bir yörüngede,
Samanyolu Galaksisi içerisinde dönüyor (1 yıl 224 milyon yıl). Gökyüzü, yeryüzü
hareket halinde. Çok ilginç.
Gözlemliyorum.
Her
yıl Nisan ayının sonlarına doğru ağaçlar patlamaya başlıyor. Çiçek açacaklar
çiçeklerini açıyor. 3-5 gün içerisinde çiçek-yaprak çıkıveriyor. Sonra o
çiçekler yavaş yavaş meyveye duruyor. Olgunlaşıyor. İnsanlığa çeşit çeşit nimetler
oluşuyor. Görevini tamamlayanlar sonbaharda yaprağını döküyor. Bahara kadar kış
uykusuna yatıyor. Ama canlı. Asla şaşmıyor.
Gözlemliyorum.
Hiçbir
şey durup dururken değişmiyor. Karınca karıncalığına, çakal çakallığına, it
itliğine devam ediyor. Solucan “Yeter artık süründüğüm biraz da fil olayım”
demiyor mesela. Ayı da “Ayılık yaptığım yetişir biraz insan olayım” derdinde
değil. Evrim mevrim hikayeymiş sanırım. Unutmadan son 4 bin yıldır evcilleşen hiçbir
hayvan yokmuş. 4 bin yıl dile kolay. Kendi kendine evcilleşen tek hayvan ise
kediymiş. İlginç.
Bütün
canlılar doğuyor, büyüyor bir müddet yaşıyor ve ölüyor. Kesin.
Gözlemliyorum.
Gözlemlemeye
devam ediyorum.
Öğrendiğimiz
her şeyi 30-40 yılda öğrendiğimize göre dünyanın yaşı o kadar mı yoksa..?
Suat
Zobu
*
0 yorum: "Gözlemliyorum"