Yıl 1975, Ortaokul 2 ya da 3.
sınıftayım, Kıbrıs Harekatı yapılalı 1-1,5 yıl olmuş. Milli duygularımız her
zamankinden daha kabarık. Milletimiz, ülkemizin her dara düştüğünde olduğu gibi
askeri kuruluşlara falan habire yardım yapıyor. O zamanlar Mehmetçik Vakfı
yoktu sanırım.
Ben de bir şeyler yapmak istiyorum..
Kurban derileri..!
Bayram yaklaşıyordu. Her yıl
birileri geliyor kurban derilerini, şuraya topluyoruz, buraya topluyoruz
diyerek toplayıp götürüyorlar. Nereye, kimlere gittiği belli değil. Bizim köyde
kurbanlar bayramın 1. Günü kesiliyor, o gün etler de, deriler de yerini
buluyordu. Yanlış hatırlamıyorsam Hava Kurumu da deri topluyordu ama bayramın
4. Günü falan geliyorlar, o zamana kadar da deri meri kalmıyordu. Ya da hiç
gelmiyorlardı.
Ben de derileri toplayıp Türk Hava
Kurumu’na vereceğim. Kesin kafaya koydum.. Bayramdan önce deri alabileceğimi
düşündüğüm evleri tek tek dolaştım, niyetimi anlattım. O tarihlerde Erzurum
Ziraat Fakültesi’nde okuyan Celal Abi’yi görünce fikrimi ona da söyledim. “Çok
iyi düşünmüşsün, ben bizimkilere de söylerim. Bizim deriler de senin” dedi.
Bayram günü önceden sözünü aldığım
evleri traktörle dolaşarak derileri topladım. Birkaç kişi sonradan kıvırttı.
Birkaç kişi de hesapta olmadığı halde verdi. Sonuçta 30 kadar büyükbaş, 10-15
tanede küçükbaş derisi topladım. Herkes derisini zaten tuzlamıştı ama rahmetli
anam ve kardeşlerimle derileri tek tek elden geçirip ilave tuz serptik. Çok
meşakkatli bir iş ama hiç birimiz erinmedik, yerinmedik.
Bayram sonu kendi traktörümüzle
İskilip’e götürdüm derileri. Buğday Pazarının karşısındaki, mavi zemin üzerinde
uçak resmi bulunan tabelasını hep gördüğüm Türk Hava Kurumu’nun üst kattaki
bürosuna çıktım. Görevli memura durumu anlatıp deri getirdiğimi söyledim. Ben
umuyorum ki adam yerinden kalkacak, beni gözleri yaşararak karşılayacak, takdir
dolu sözlerle “helal olsun kardeşim ne iyi etmişsin” diyecek sanıyorum. “Ulan
bizim başımıza ne işler açıyorsun” tavrıyla “Biz direkt olarak deri almıyoruz,
sen derileri sat parasını bize getir” dedi, gayet soğuk..
Haydaa..
“Ben deriyi kime satayım ki?” diye
sordum hayal kırıklığıyla, hayretle.. “Mal Pazarının orada deri alanlar var,
onlara sat, parasını getir” dedi.
Mecburen çıktım kös kös..
Mal Pazarında buldum dericileri.
Anan aşağı baban yukarı derken 119 Liraya sattım. “Hava Kurumuna bağışlayacağım
hiç değilse 120 yap” dedim adama. Götürüp 120 Lirayı yatırdım, makbuzunu aldım.
İndir bindir anamdan emdiğim burnumdan geldi ama kimseye de bir şey diyemedim,
çektim sineye..
Ne kadar ağırmış meğer o deriler.. Tek tek römorktan aşağıya at. Adamın gösterdiği yere taşı istif et..
Bizim köyden birkaç kişi, yaşlı başlı birkaç kişi
hem de, laf söz etmişler. Duymuştum. Öğlen namazı öncesinde tam cemaat camiye
girecekken o laf söz edenlerin gözlerinin içine makbuzu soka soka “Ben kurban derilerini
topladım, götürüp 120 Liraya sattım, onu da Türk Hava Kurumu’na yatırdım. İşte
makbuzu. Bu makbuzu buraya yapıştırıyorum. Kötü laf edenlerin de, bu makbuzu
buradan çıkaracak olanın da …”
Makbuzu kapıya yapıştırdım. Bir kaç kişinin "ne iyi ettin ama" gülümsemesini hissettim..
Makbuzu kapıya yapıştırdım. Bir kaç kişinin "ne iyi ettin ama" gülümsemesini hissettim..
Suat Zobu
.
0 yorum: "Kurban Derisi.. Kurban Derisi.."