Benim
havsalam almıyor, başkalarına hayranlık duymak, kendi milletini, kendi
milletinin hasletlerini küçük görmek nedendir, anlayamıyorum. İslamiyet’e en
büyük hizmeti kim yapmış; biz yapmışız yani Türk Milleti olarak biz yapmışız.
Bizim
öteden beri uygulayageldiğimiz İslami terbiyemiz var, bambaşka hasletlerimiz
var. Saymakla bitmez.
Örnek
mi?
Bizdeki
peygamber sevgisi başka milletlerin hiçbirinde yok. “Belki ağzımızdan kötü söz
çıkar da hakaret olur” diye düşünüp çocuklarımıza direkt olarak “Muhammed”
ismini koymamışız. Ahmet, Mehmet, Mahmut demişiz. Bunları unutarak son zamanlarda
Muhammed ismini vermeye başladılar. Sanki babalarımız, dedelerimiz sizin kadar
dindar değildi, sizin kadar bilmiyorlardı..! Şimdilerde bir moda aldı başını
gidiyor. Çocuklara Arapça isim koymak. Adı sanı duyulmadık Arapça isimler
veriliyor şimdi. Ayşe, Fatma, Zeynep, Hatice de Arapça ama bunlar tarih oldu
artık. Arapça olsun da ne anlama gelirse gelsin hiç önemli değil. Arap ve Arapça hayranlığı. Türk deyince Türkçe deyince ırkçılık, din düşmanlığı falan her şey var. Türk olmaktan nefret ediliyor. Allah beni Türk yaratmış. O'ndan büyük müsün???
Biz bir şey söyleyince bizi dinsiz falan sanıyorlar.
Biz bir şey söyleyince bizi dinsiz falan sanıyorlar.
Peki
ya giyim kuşam? Öyle tipler çoğaldı ki zannedersiniz Afganistan’dan dün gelmiş.
Bir karış sakal, sırtında acayip bir cüppe, başında sarık.. Sanırsınız her biri
birer şeyh. Hepsi o çalımda.
Sünnetmiş,
hadi canım sende..
Peygamberimizin
her yaptığı sünnet değil mi?
İslamiyet’te
kıyafet zorunluluğu olsaydı Peygamberimiz veda hutbesinde “Ey insanlar benim şu
kıyafetlerimi iyi belleyin, kıyamete kadar böyle giyineceksiniz” derdi.
Sünnetmiş; o zaman Ankara Kızılay’da deveyle, atla, eşekle gezin bakalım
gezebiliyorsanız.. Peygamberimiz deveye, ata, eşeğe biniyordu değil mi, o da
sünnet işte. Polislere de “Sünneti yerine getiriyoruz” deyiverirsiniz canım.
Yarın çıkın bakalım Kızılay’a o şekilde, çıkın çıkın çekinmeyin.. Deveyle
çıkın..
Bu fotoğrafa iyi bakın lütfen. YORUMSUZ..
Defalarca
yazdım bu Afgan Kılıklı tipler İslamiyet’e fayda yerine zarar veriyorlar.
Yabancıların Müslüman olmasında itici rol oynuyorlar. İslam’ın imajını
zedeliyorlar. Yabancı basında bu tipler öne çıkarılıyor, IŞİD’çiler de aynı
imajda olunca “Müslüman
olmak = Bu İmajda olmak” şeklinde algılanıyor.
Almanya’da
İngiltere’de halis Müslüman olmak isteyen ne yapacak? Bu imajları görünce “ben
de bu imajda olursam ne iş bulabilirim, ne de toplumda yer edinebilirim” diye
düşünmeyecek mi? Bu tipler, o insanların Müslüman olmasına engel olunca o çok
korktukları (!) vebale girmeyecekler mi??
Anadolu
insanımız gibi tertemiz giyinerek ceket, pantolon, gömlekle Müslüman olunamaz
mı..?
Peki ya konuşmalar,
ya insanların kafasına takılan sorulara din adamlarının verdiği cevaplar..!
Böyle şeyler hep bana mı denk gelir bilmem. Bir kanalda tesadüfen dinledim. Bir kadın sunucu var, konuğu da kadın. Bir isim söyledi "Falanca abdestsiz yere basmamak adına diyor ki" dedi..
Sabah uyandın haliyle abdestin yok. Eee abdest aldığın yere, lavaboya kadar nasıl gideceksin..?
Buyur burdan yak..!
Teyemmüm yapıp gideceksin. Yav etmeyin desek inanç zayıflığı ile suçlanacağız.
Bu ne şimdi. Allah aşkına bu ne. Din bu ise biz bu güne kadar dinsiz mi yaşadık?
Anadolu Müslümanlığı bu değil. Her şey bitti bu mu kaldı. Çok merak ediyorum Peygamberimiz abdest alacağı yere kadar giderken teyemmüm yapıp da mı gidiyordu. Şimdi çıkıp da bunu söyleyenler acaba Peygamberimizden daha fazla mı Müslüman..?
Bir TV kanalının soru-cevap kısmında İsviçre’den
arayan izleyicinin “Başkasının tarlasında namaz kılmak caiz midir?” sorusuna
verdiği cevapta “Hayır caiz değildir” diyerek kestirip atan
din görevlisi dikkatimi çekmiş ve yazmıştım.
Başka bir din
görevlisi, önünden birazı ağarmış kara sakalıyla “Ayşe Fasulyesi demelerine
falan öyle kızıyorum ki –“bizim evde böyle şey asla söylenmez”, diye anti
parantez belirtiyor- resmen Ayşe Validemizle dalga geçmek, onu küçümsemek için
uydurulmuş şeylerdir. Ayşecik, Fatmacık demek onlarla alay etmek,
küçümsemektir” diyor.. "Mehmetçik" demekte
peygamberimizi küçümsemek mi oluyor bu durumda..
Peh, peh, peh..
Etmeyin,
eylemeyin, bu kadar basite indirgemeyin n’olur. Bir kere onun adı “Ayşe
Kadın Fasulyesi”dir. Muhtemelen Anadolu'nun bir yerinde yetiştiğinden
birileri tarafından öyle isimlendirilmiştir. Tıpkı sırık fasulyesi, çalı
fasulyesi vb. Belki de bir yerlerden tohumunu bulup getiren, bahçesinde
yetiştiren Ayşe isimli bir kadındı kim bilir. Ben bu güne kadar bu fasulyenin
adı söylenirken ne Ayşe Validemizle alay edilme anlamında söylenildiğini
duydum, ne de öyle algıladım.
Arap Sabunu diyorlarmış Araplara hakaret etmek
için. Peki İsveç Çeliği derken İsveçlilere, Alman Malı derken Almanlara,
Hollanda İneği-Montofon derken Hollandalılara hakaret mi ediliyor? Öte yandan
Türklere hakaret edilince, Ermeniler veya başka milletler soykırımcı deyince
zorunuza gitmez değil mi? Hocalı’da, Doğu Türkistan’da, Kerkük’te, Musul’da
Türklere yapılan mezalimler, soykırımlar pek umurunuzda olmaz ama "Arap
Sabunu" demek hakaret oluyor öyle mi..?
Köpek ismini
Arap koyarak da Araplara hakaret ediyorlarmış. Rengi kara olan köpeğe öteden
beri Arap denilir, bu Araplara hakaret anlamında asla değildir..
“Mevlana
Kasabı yazmış levhasına” diyor, “neyi kesiyorsa”, diye de ilave
ediyor. Etme Hoca ya; fındık kadar da mı beyin yok sende..! Bizim saf
vatandaşımız o ismi koyarken Mevlana’yı kesmek, ona hakaret etmek anlamında
koymamış o ismi. Hakiki Konyalı olduğunu, Konya'yla alakası olduğunu belirtmek
için koymuş.
Ben iyimser
düşünüp art niyet olmadığını söyleyerek dükkanının ismini Mevlana Kasabı koyan, fasulyeye Ayşe Kadın Fasulyesi diyen o hainleri (!) aklamaya mı
çalışıyorum..? Eğer öyle
düşünüyorsanız KOCAMAN BİR EVET. Zira benim saf Anadolu halkım, saf
Türk Milletim halisane düşünüyor, başkalarında ki gibi küflenmiş olmayan, apaydınlık beyinlerinde kırk türlü hınzırlık
taşımıyor..
Suat Zobu
.
0 yorum: "Öküz Altında Buzağı Aramak..!"