Bir Corona (Korona) yazısı da ben
yazayım.
İlk ne zaman nerede görüldü bu
Korona illeti? Önce ona bakalım.
“2019
yılının son günlerinde Çin’in Hubei Eyaleti’ne bağlı Wuhan şehrinde hastaneye
başvuran pnömoni vakalarında bir kümelenme olduğu fark edilmiştir. İlk vakalar,
epidemiyolojik olarak Wuhan’daki bir hayvan pazarı ile ilişkilidir. 27 Aralık
2019 tarihinde Wuhan’daki bir hastaneye ağır pnömoni tanısıyla üç hasta
yatırılmıştır. İlk vaka, Wuhan’daki hayvan pazarında balık satıcısı olan 49
yaşında bir kadındır. Bu vakada hastalık, 23 Aralık 2019 tarihinde ateş,
öksürük ve göğüste sıkışma hissiyle belirti vermiştir. Dört gün sonra ateşi
düşmüş, öksürük ve nefes darlığı ise artmıştır ve Toraks BT’de pnömoni ile
uyumlu bulgular görülmüştür. İkinci hasta, hayvan pazarından sıklıkla alışveriş
yapan 61 yaşında bir erkektir. Bu vakada, ateş ve öksürük 20 Aralık 2019
tarihinde başlamıştır. Hasta bir hafta sonra solunum sıkıntısı ile hastaneye
başvurmuştur. Hastanede ilk iki gün içinde giderek kötüleşmiş ve entübe
edilerek mekanik vantilatöre bağlanmıştır.
1
Ocak 2020 tarihinde virüsün çıkış yeri olduğu düşünülen Wuhan’daki hayvan
pazarı kapatılmıştır.”
Daha sonra virüsün korkusu
kendisinden çok hızlı yayıldı. Televizyonlarda boşalmış Çin sokaklarının önceki
kalabalık hali ile tenhalaşmış son görüntüleri kıyaslamalı olarak yayınlanıyor,
fabrikaların kapandığı, ticaretin durduğu söyleniyordu. Hatta e-ticaretin bile
bittiği haberleri geliyordu.
Öyle korkunç bir hastalık olarak
lanse ediliyordu ki “bulaştığı herkesi öldürüyor” izlenimindeydi. Yani önüne
geleni buduyor. Hepimiz zannettik ki bir kaç yıla kalmadan tüm Çin nüfusu yok
olacak. Bomboş terkedilmiş topraklarda yeni yerleşimcilere yer açılacak.
Haberlerin birinci konusu mutlak
şuraya gitti, burada şunu dedi, şunu yaptı’dır ama ikinci konu kesinlikle
Corona virüsüdür. Her gün virüsün görüldüğü ülkeler kırmızıya boyanmış
gösterildi. Dünya haritasındaki kırmızılık her gün biraz daha arttı.
Sağlık bakanı “Türkiye’de de virüs
olabilir” açıklaması yaptı.
Türkiye ve Suriye’nin haricindeki
tüm ülkeler kırmızıya boyanmışken virüsle ilgili hafifletici sebepler, teselli
edici söylenceler de belirmeye başladı.
Birincisi virüsün 60-65 yaş
altındakilere fazla zarar vermediği, bu yaş grubundan ölen hasta olmadığı;
Bu yaş grubunun üstündekilerden de
kronik hasta olanların, bünyesi zayıf olanların etkilendiği, eskilerin
deyimiyle hastalıklı-çorlu olan kişileri vurduğu;
Maske kullanımının, elleri sık sık
20 saniyeden uzun süre sabunla yıkayarak hijyene uymanın riski azalttığı;
belirtilir oldu..
Televizyonların sabah programlarına
çıkan doktorlar, bu virüsle yıllardır çok haşır neşir olmuşlar gibi habire
konuşur oldular.
İzmir’den telefonla bağlanan 72
yaşındaki izleyici şu soruyu soruyordu ünlü Prof. Dr’a: “Bu Corona virüsüne
yakalanıp iyileştikten sonra tekrar bu virüse yakalanma riski var mıdır?..”
Peh peh..
Ben hemen kendimce cevabı verdim.
“Sen hele birinciyi atlat da..!!”
Ünlü Prof. Dr “Hayır, bağışıklık
kazanma diye bir şey yok. Bu virüs öyle bir şey ki, bu gün allı morlu giyinmiş
olarak karşımıza çıkar, yarın yeşilli mavili giyinmiş olarak çıkabilir."
72 yaşındaki izleyici ‘kendim için
bir şey istiyorsam namerdim’ hesabı “Hastalığı torunuma bulaştırmaktan
korktuğum için soruyorum” kısmını da ilave etti..
***
[[ Şimdi gelelim bu yazıyı
yazmamdaki asıl maksada. Amacım tamamıyla vatandaşlarımıza iyilik yapmak.
Defterdeki arkadaşlarımızdan da laf çıkmayacağını bildiğim için fazla dallanıp
budaklansın istemiyorum. Mafyalar falan duymasın.
Ben de hiç kullanılmamış limon
kolonyaları var.
Bunlardan bir tanesini çok cüz-i bir
ücret mukabilinde birine hediye etmek istiyorum. Yabana gitsin istemem.. 400
ml’lik bu kolonya şişesini 100 bin Avro (Euro)’ya ilk mesaj gönderen arkadaşa
vereceğim.
Q7 veya X6 jeep’le de takas
olabilir. ]]
***
ÇOK ÖNEMLİ:
TOKALAŞMAYALIM, ÖPÜŞMEYELİM,
SAĞLIĞIMIZA DİKKAT EDELİM.
Hepinize sağlıklı günler dilerim.
Suat Zobu
.
0 yorum: "Corona Corona"