Avrupa
Birliği Avrupa Birliği diyoruz, girmek için de can atıyoruz. Yada düne kadar
öyleydi en azından.
Bu
Avrupa Birliğine bizi almayacakları zaten belliydi. 53 sene olmuş biz
başvuralı. Almamışlar. Almıyorlardı. Bizden sonra kimleri almadılar ki.. Ama
bizi almadılar. Ağzımızla kuş tutsak almayacaklarını da açıkça söylüyorlardı.
Peki,
ne yapmamız lazımdı?
Susup
kös kös bekleyecek miydik..? Her konuda bizden taviz koparıyorlardı ama gene de
almıyorlardı. Bu Avrupa Birliği sevdası yüzünden ne tavizler vermedik ki. Bu
yüzden neredeyse Kıbrıs’ı kaybetmek üzereyiz. Kıbrıs’ı versek de gene almazlar
bizi.
Bu
Avrupa Birliği’nin öyle lanet yasaları var ki..
Diyelim
ki bütün şartları yerine getirdiniz. Üye ülkelerden biri “yok ben kabul
etmiyorum” dediği zaman bütün kapılar anında kapanıyor. Avrupa Birliğine üye 28
ülkeden 27’si kabul etse Rum Kesimi kabul eder mi? Etmeyeceğini çok çok önceden
söyledi zaten. Yunanistan da, diğerleri de kabul etmez. Bu zaten belliydi.
Türkiye'nin
yapması gereken başka arayışlara girmekti. Şu anda yaptığı doğrudur. Avrupa
Birliğine de çok sert üslup kullanmamalı. “Siz almadınız, bizde başka yerlere
yöneldik” demeli. Avrupa Birliğinin görüşmeleri durdurma kararı alması hoş
olmadı. Aslında fiili olarak var olan bir şeyi resmiyete dökmüş oldular.
Şimdiye kadar yapılan görüşmeler oyalama görüşmelerinden başka bir şey değildi
zira..
Bence
dış politikada da, iç politikada da biraz daha ılımlı olmalı Türkiye..
Suat
Zobu
.
0 yorum: "Avrupa Birliği ve Biz"