Konya
Mimarlık'taki bizim sınıfta 3 tane Osman vardı. Bizler kısaca Özyurt, Bayat ya
da Güngör derdik. Arlarından da öyle diyerek anardık. Okul dönemimizde herkesin bir kaç kişilik arkadaş grubu vardı. Diğerleri ile de arasıra irtibatımız olurdu. Ben mesela, Özyurt ve Bayat’la daha çok görüşürdüm.
Osman Bayat’la Zafer'deki Öğütçü Apartmanı’nda yanyana iki dairede kalırdık. Argun Nezih ve ben. Yaşıyorsa Allah razı olsun Bayat’ın annesi tutmuştu o daireyi bize. Vefat etmişse de mekânı cennet olsun. Özyurt da bizim eve hemen hemen her gün gelir, bazen de bizde kalırdı. Güngör’le daha az görüşürdük. Üç Osman’dan Özyurt’u 2009 yılında kaybettik. Cenazesinde diğer iki Osman’ı da görmüştüm. Bayat’ta 2010 yılında kalp krizi geçirerek rahmetli olmuş. Sonradan duydum. Haberim olmadığı için onun cenazesine gidemedim.
Okul bittikten sonra birkaç kez sınıf toplantımız oldu. Biri 1990 yılındaydı, diğeri 2014 yılında. Arkadaşlarımızdan bazıları geldi konuştuk, yemek yedik, eskileri yad ettik. Yüksel Aydın Güngör’e takıldı “Osman dikkat et, Osmanlar sırayla gidiyor” diye..
Birkaç yıl sonra 2016’nın başlarında Güngör Facebook’tan bir duyuru yaptı “İsteyen arkadaşlarıma kitabımı gönderebilirim”. Tam bir sürpriz oldu, ben de istedim. Adres eksikliğinden geri giden kargoyu ikinci kez gönderdi sağ olsun..
Güngör’ün böyle bir yeteneği olduğunu bilmiyordum açıkçası. Kitabı biyografik roman tarzında. Akıcı bir dille yazılmış. Anlatıcı üçüncü şahış olarak kurgulanmış. Güngör ailesinin yaşamını, Osman’ın doğumundan öncesini ve sonrasını, Osman’ın büyüme evrelerini günbegün yaşıyorsunuz yazarla birlikte. Osman Güngör’le aynı sınıfta 5 yılımız geçtiği için ben kitaptaki zaman dilimi içerisinde kendi yaşamımı da paralelledim ister istemez. Kitaptaki Osman şunu yaparken ben de farklı atmosferde şunu yapıyordum kıyaslamasında bulundum. Gerçek yaşam öyküsüydü çünkü anlatılan..
Osman doğuyor, büyüyor, okula başlıyor vs. Zengin kelime dağarcığı, düzgün kurulmuş cümleler, akıcı bir üslup dikkatinizi çekiyor. 12 Eylül öncesi ve sonrası var. Hepimizin yaşamında olduğu gibi Osman’ın yaşamında da sağ-sol kavgası derin izler bırakmış belli.
Eleştiri yok mu?
Kitabın olmazsa olmazlarından biri kesinlikle Üç Osman olmalıydı. Aynı sınıftaki 3 Osman. Bir bölüm olmalıydı bununla ilgili. İsim vermemiş ama bazı isimler verilebilirdi, bazı hocalarımızla olan anekdotlar anlatılabilirdi. Mesela asabi ve notu kıt bir Hüseyin Kulu’nun bir yaz tatilinde ikiz oğlunun olmasıyla pürneşeli hale gelmesi, en önemlisi önceki Hüseyin Kulu'nun gidip yerine gelen Hüseyin Kulu'nun notlarda da bonkörleşmesi olmalıydı.. Erol Tugal, Tahir Özpınar, Necip Hoca..
Meşhur Kurufasulyeci Kazım Ağa’ya biri tarafından kebap söylenmeliydi mesela, bizim Nezih’e söylettiğimiz gibi..
Bir
de kitabın tadına doyamadan pat diye bitiyor.. İlahi Güngör az daha yok muydu
be ya..?
Suat Zobu
12.06.2016
Ankara
0 yorum: "Eğri Çiviler Ya da Mimar Osman Güngör"