Gençler pek bilmeyebilir ama biz
eskiden komşuluğa değer verirdik. Akrabalığı gözetirdik. Akşam oturmalarına,
misafirliklere gidilirdi.
Teyzeyin evinde, amcayın evinde kışın sobanın üstünde kızartılan, içinde tulum peyniri bulunan, yufka ekmekten yapılmış muskayı, yanında şeker ve sudan oluşan mütevazi şerbeti katık yapıp afiyetle yerdin. Hiç çekinmeden "yenge, abıla acıktık, bir muska yap da yiyelim” veya "bir ekmek dür de yiyelim" diyebilirdin.
Teyzeyin evinde, amcayın evinde kışın sobanın üstünde kızartılan, içinde tulum peyniri bulunan, yufka ekmekten yapılmış muskayı, yanında şeker ve sudan oluşan mütevazi şerbeti katık yapıp afiyetle yerdin. Hiç çekinmeden "yenge, abıla acıktık, bir muska yap da yiyelim” veya "bir ekmek dür de yiyelim" diyebilirdin.
İnsanlar birbirlerine kin
gütmezlerdi. Küskünler daha çabuk barışırdı. Gençler arasında bir sevgi, bir
hoşgörü vardı. Kimse kimsenin namusuna kötü gözle bakmazdı. Bağnazlık yoktu.
Kadın erkek aynı odada oturabilirdi. Bir odaya sığmayacak şekilde kalabalıklaşılırsa
o zaman kadınlar bir odaya, erkekler bir odaya geçer otururlardı. Kimse
kimsenin hakkında kötü şeyler düşünmezdi.
Eskiden çoğu kez kapılarımızı bile
kilitlemezdik. Köylerde harman yerlerinde ekinlerimiz gece gündüz günlerce
dururdu kırda, yazıda. Herkes aynı anda harmanda yatmaz, 3-4 kişi, 3-4 kişi nöbetleşerek sırayla yatarlardı. İşinde geri kalana toplanılıp yardıma gidilirdi.
Bir iki aile birleşir önce birinin, sonra diğerinin harmanını kaldıracak
şekilde imece yapılırdı.
Özel günlerde, düğünlerde-bayramlarda eş-dost bir araya gelirdi. Anca beraber kanca beraber olunurdu.
Eskiden düğünde, bayramda yapılacak
işler teklifsiz birbirine yardım edecek şekilde yapılırdı. Düğünlerde yemek
hizmeti, çay hizmeti genler arasında hiçbir organizasyona gerek kalmadan
halledilirdi.
Eskiden bayramlarda arefe akşamı,
bayram sabahı her evden yemekler gelir, cami mektebinde yada mahallelerde
bulunan odalarda toplu yemekler yenirdi. Eski bir gelenekti. İnsanların
birbiriyle kaynaşması sağlanırdı. Sanırım en büyük amacı yiyemeyecek durumda
olanların değişik yemekleri tatmalarıydı maksat.
Eskiden tarla sulamada, ekin biçmede
aklınıza gelen her işte insanlar birbirine yardım ederdi. Şe're (Şehire) giderken
bindiğiniz komşunuzun traktörüne para vermezdiniz. Değirmene giderken attığınız
iki çuval unluk için herhangi bir ücret ödemenize gerek yoktu. Güle oynaya
gider gelirdiniz. İnsanlar birbirleriyle şakalaşır, yüzleri gülerdi.
Eskiden dostluk vardı, eskiden
insanlık vardı.
Eskiden köyler "köy" idi.
Suat Zobu
.
0 yorum: "Eskiden..."