pencerenize karartın vururdu ben sokakta dururdum

o cumbalı evinizin balkonundan bakardın

uykusuz geçerdi gecelerim gurur yapar sana diyemezdim

ben ekmek aş yiyemezdim ey yar yiyemezdim

Comments

29 Mart 2015

Atatürk'ün Karnesi


Ankara’da Atatürk Orman Çiftliği’nin içinde Atatürk Evi diye bir ev var. Selanik’te bulunan Atatürk’ün doğduğu evin 1/1 aynısını yapmışlar.


O tarafa yolum düşüp binayı gördükçe hep içini gezmeyi isterdim. Bir gün gezdim.

Ev üç katlı. Giriş katında pek bir şey yok. Sanırım o dönemlerde odunluk, kömürlük gibi müştemilat amaçlı kullanılmış. Üst katta ortada boydan boya bir sofa, sofaya açılan üç oda, merdiven, merdivenin yanında daracık bir mutfak. Plan olarak en üst katta hemen hemen aynı.

Atatürkle ilgili çeşitli eşyalar var. Eve sanki şu anda da kullanılıyor havası verilmiş. Eşyalar o dönemin yaşam tarzını yansıtıyor.

Birkaç yerde “Resim çekmek yasaktır” yazısı vardı. Ben vaziyeti çaktırmadan ilginç bulduğum yerlerden bir-iki resim çektim. Dolaşa dolaşa en üst kata çıktım. Birden ortalıkta kum gibi küçük öğrenciler kaynamaya başladı. Okul gezisine gelmişler.

En üst katta kuzey doğu kısmına bakan oda Atatürk’ün yatak odasıymış. O odada, camekânın içinde sergilenen Atatürk’ün karnesini görünce ister istemez cep telefonumla resmini çektim ki…

“Resim çekmek yasakmış, siz neden çekiyorsunuz..?” dedi, tiz bir ses. 10 yaşlarında bir kız çocuğu.

“Gık” diyemedim, öyle utandım, öyle utandım. Yumruklar sıkılı, eller böğürde. Gözleri çakmak çakmak. Bir şey söylesem üzerime atlayacak.

Süt dökmüş kedi gibi o merdivenleri nasıl indim, kendimi nasıl dışarı attım anlatamam :)

Binanın önündeki yolda 2 tane otobüs duruyordu. Önlerinde bayraklar, Zonguldak bilmem ne İlköğretim Okulu yazan.

Arabama atlayıp arkama bakmadan kaçtım.



Suat Zobu

0 yorum: "Atatürk'ün Karnesi"