İki koltuk
değneğiyle gerçekten topaldı. Biz Topal Hüsamettin derdik. Ayakları dizlerinin
olduğu yerden de pek bükülmüyordu galiba ki oturduğu zaman ayaklarını uzatır
hatta kendisi uzanır vaziyette dururdu.
O zamanlar
bir radyosu vardı. Ondan ajansları dinlermiş. Gülerek anlatırlardı, bir gece
yarısı “Baba, kalk kalk Ali Butto’yu astılar” diye bağırarak babasının kapısına
dayanmış. Zavallı adam uyku sersemliği ile “Neee, arılığı mı bastılar?” diye
fırlamış yataktan.
Askerlik
yapıp yapmadığını bilemem, ama nereden öğrenmişse iğne yapardı. Özel kutusunda
bir şırınga takımı vardı. Çocuğu hasta olanlar onu çağırır, o hiç erinmez topal
haliyle her yere giderdi. Bazen de hasta çocuğu onun ayağına getirirlerdi. Şırınga
kutusundaki iğneyi büyük bir özenle gazocağında kaynatır, hazırlığını
tamamladıktan sonra öyle zalım batırırdı ki iğneyi popomuza. Dayardı
penisilini.
Yaramazlık
yaptığımızda büyüklerimiz bitişikteki Mehmet Amcama haber etmek için elleriyle
ahşap yüklük kapağına vururlar, karşıdan da ses gelince tık keserdik
yaramazlığı. Ama dozu fazla kaçarsa yaramazlığımızın “Hüsamettin’i çağıralım da
bir iğne yapıversin” dediler mi ortalık sütliman olurdu.
Benim
penisiline karşı alerjim yok. Bizim orada benden 10 yaş büyük olanlarla 10 yaş
küçük olanlarda da Topal Hüsamettin sayesinde penisiline karşı alerji olduğunu
sanmıyorum; olanlar çoktan öbür tarafa gittiler.
Biz 5
kardeştik. En küçüğümüz Bekir’di. 2-3 yaşlarında zayıf, çelimsiz, solgun
yüzlüydü. Bir gün hastalandı Bekir. 3-4 gün sedirin üstünde halsiz yattı.
Rahmetli babamın sevindirmek için yanına bıraktığı bozuk paralar da hiç
ilgisini çekmedi. Anam rahmetlinin başucunda ağladığını hatırlarım. Sonra
küçücük bedenini bir tahtanın üstünde götürdüler. Galiba Bekir’in penisiline
alerjisi vardı.
Biz şimdi
gene 5 kardeşiz, sonradan bir kardeşimiz daha oldu…
Mekanları cennet olsun.
Suat ZOBU
0 yorum: "TOPAL HÜSAMETTİN"