Şemsi
Yastıman (10 Temmuz 1923, Kırşehir - 10 Temmuz 1994, Lapseki), Türk halk müziği
sanatçısı. Türk Halk Müziği'ne kaynak kişi ve derleyici kimliği ile emeği
geçmiş büyük halk sanatkârıdır. Asıl adı "Mehmet Galip Şemsettin"
olan Şemsi Yastıman, "Şekerci Ahmed Ağa" veya bilenen diğer ismiyle
''Çemenci Ahmet Ağa'' ve "İlhamiye Hatun"un oğlu olarak dünyaya
geldi. Saza ve söze ilgisi küçük yaşlarda başladı. O yıllarda Kırşehir
ustalarından etkilendi. Ankara'da bulunduğu yıllarda "Yağcıoğlu Fehmi
Efe" ve "Genç Osman"ın müzik meclislerine girerek kendini ve
sazını geliştirdi. Sahneye çıkması da bu yıllara rastlar. Bir süre İzmir'de yaşayan ve burada evlenen
Şemsi Yastıman, daha sonra İstanbul'a yerleşti. Kısa sürede şöhreti artan ve
gazinolarda çalışmaya başlayan Yastıman, dönemi içinde, basın-yayın organlarının
en çok bahsettiği sanatçılardan biri oldu. Onlarca plak doldurdu ve pek çok kez
Türkiye Radyoları'nın programlarına davet edildi. Semsi Yastıman, özellikle
halk müziği geleneğinin çalıp-söyleme tarzını benimsemiş bir halk sanatkârı
olarak adından söz ettirdi. Âşıklık geleneğinin çeşitli türlerinde
seslendirdiği eserlerle ve bilhassa dönemi içinde unutulmaya yüz tutmuş olan
destan ve taşlamaları ile sevildi. Memleketi Kırşehir'in müzik potansiyelinin
geniş kitlelere tanıtılmasına ön ayak oldu. Şemsi Yastıman, doğum gününde, yani
10 Temmuz da (1994) Lapseki emek tatil sitesinde hayata gözlerini yumdu. Naaşı
kendi vasiyeti üzerine çok sevdiği Lapseki Adatepe köyüne defnedilmiştir. En
çok bilinen eseri, Kırşehir'e özlemini dile getiren "Memleket Hasreti"
ve "Uzaylılar Hoşgeldiniz"dir.
Şemsi
Yastıman - Memleket Hasreti
Ölmez, sağ
olursam bu yaz inşallah
Sılayı bir
daha görmek istiyom
Çugun'a
varınca ya ağşam, zabah
Topraklara
yüzüm sürmek istiyom,
Kaman'ı,
Mucur'u, Çiçekdağı'nı
Kındam,
Dinekbağı, hem Özbağ'ını
Köylü,
kentli, hastasını, sağını
Görüp bir
muhabbet kurmak istiyom.
Hacı
Bektaş, Ahi Evran Sultanı
Aşık Paşa,
Kaya Şeyhi cananı
İmarette
neslim Şeyh Süleyman'ı
Aşk ile
bağrıma sarmak istiyom.
Ahievran,
çarşı içi, hökümet
Kümbetaltı,
Kayabaşı, İmaret.
Akrabayı,
eşi dostu ziyaret
Uğrayıp,
hal-hatır sormak istiyom.
Ne büyüktür
zevki yurdu görmenin
Kaç senenin
hasretine ermenin
Dört bir
yanda methedilen termenin
Şifalı
suyuna girmek istiyom.
Halam sağ
olsa da, sesim duysaydı
Cebime
devramel, iğde koysaydı
(Şunda yi)
diyerek alma soysaydı
Cevizi de
dişle kırmak istiyom.
Bir de
gitsem teyzem beni görseydi
İçi
çökelikli dürüm dürseydi
Hele azıcık
da sızgıt verseydi
O an
pirzolayı yermek istiyom.
Dayım
gilden acık köğtür aldırsam
Emmim
gilden armıt kak'ı buldursam
Ceblerime
şak leblebi doldursam
Töhmeleyip,
uşgur kırmak istiyom.
Söğürmelik
bir et çıksa satırdan
Höşmerim,
çullama gitmez hatırdan
Kuşlukleyin
hedik gelse tandırdan
Çölmeğin
içine girmek istiyom.
Bir hağbe
kemeyi yüklesem sırta
Çıksam bir
alamaç yapacak sırta
Beş gö
suvan, üç kaynamış yımırta
Bazlama
içine sarmak istiyom.
Bunları her
daim arzular özüm
Memleket
mahsülü vücuda lüzum
Tokaloğlu
kaysı, dıranı üzüm
Tek,
yimeyim, şöyle dermek istiyom.
Bir dügün
olsa da bir kayın gitsek
Dokuz butlu
tavuk lafını etsek
Dam pilavu,
gelse yisek tüketsek
Davullu
zurnalı dernek istiyom.
Harmana
denk gelse, düvene binsem
Şöyle dabaz
olup, kaşınsa ensem
Acık bağ
bellesem, acık dinlensem
Çayıra bir
pala sermek istiyom.
Bağ bozumu
üzüm haftına batsak
Bekmez
kazanına hayvalar atsak
Boranıynan
damla şiresi datsak
Arı soksa,
çamır sürmek istiyom.
Üç arkadaş
şöyle bir bahça bulsak
Çalpıdan
hatlayıp, bir üzüm yolsak
Sağbısı
dutsa da, bir rezil olsak
O tatlı
günlere ermek istiyom.
Seğirdip,
dolaşsak hep tarla dapan
Keklik
dutmak için kursaydık kapan
Daş döğüşü
olsa, vızlasa sapan
Kafamı,
gözümü yarmak istiyom.
Bilmem ki
olur mu gine becerim?
Çayırda
oynasak zıkka, acerim
Terleyıp,
karakıp, bir su içerim
Dalağım
kabarıp, böğrmek istiyom.
Enteremi
giysem, sümüğüm aksa
Koluma
silerim, yağlığım yoksa
(Başangı)
dır diye mahalle bıksa
Kesekle
camları kırmak istiyom.
Cesurluğum
dutsa, şöyle kasılsam
Yaylıların
arkasına asılsam
Kımçıyı
yiyince yere yassılsam
Yollarda
ağlayıp durmak istiyom.
Ceviz kaval
etsem, sakam da toksa
Çızgılı
oynarım, eneğim çoksa
Koluma
söylerken bir döğüş çıksa
Sumsuk
yimek, hem de cırnak istiyom
Tok, çik,
opban, mirre bir aşşık atsam
Sakanın
dımığna kurşun akıtsam
Üç yüz enek
ütüp, cebe bakıtsam
(Ne şişiyon
la) dedirmek istiyom.
Görür m-ola
bu fakirin gözleri?
Delice
Çay'ını, berrak özleri
Kıssıkkaya
serinledir bizleri..
Neyleyim
denizi, ırmak istiyom.
Kim sorarsa
yazdın bunları niye
Gelecek
nesile kalsın hediye
Kırşehir'de
doğdum, Türkmen'im diye
Her yerde
göğsümü germek istiyom.
Ey Şemsi
Yastıman, ümitli kulsun
Kısmet ise
gayen yerini bulsun
Hemşeriler
buna vasıta olsun
Kırşehir'e
selam vermek istiyom.
0 yorum: "Şemsi Yastıman - Memleket Hasreti"