pencerenize karartın vururdu ben sokakta dururdum

o cumbalı evinizin balkonundan bakardın

uykusuz geçerdi gecelerim gurur yapar sana diyemezdim

ben ekmek aş yiyemezdim ey yar yiyemezdim

Comments

03 Nisan 2014

Dilenci

Zaman zaman hepinizin karşısına dilenciler çıkmıştır. Kimileri topal, kör, dilsiz, sakat numarası yapar. Sara nöbeti geçiriyormuş gibi düşüp ağzından köpükler çıkaranı mı ararsın,  "Ağabeyçi Erzurum'dan yeni gelmişıh, iş bulamamışıh" diyeni mi. Bi dakkacılar vardır; ya yakınını hastaneden çıkaramamış ya da bir yere gidecek bilet parası yoktur.


          Dilencilere para vermek, hele hele hepsine vermek gerekir mi? Öyle bir çağdayız ki kimin gerçekten ihtiyacı var, kimin yok bilmek mümkün değil. Bazılarında hikmette vardır, boş değildir.

          Abdurrahman Amcamın hanımı rahmetli Sırma Abılam anlatırdı. Yeni gelinken yaşlı bir dilenci gelmiş. "Kızım bana sahanla biraz un ver" demiş. Abılam sahanla unu getirmiş. "Biraz da su getir" demiş. Suyla sahandaki unun yarısını hamur yapmış. "Bunu pişir ye, kalanını da aldığın yere dök" demiş, dilenci. Abılam unu aldığı herkile dökmüş. Yemin ederdi, herkil ağzına kadar unla dolmuş. Yıllarca bitmemiş.

          Ankara Bahçelievler'de yürüyerek gidiyorum; bir dilenci çıktı, para istedi. Vermeden yürüdüm. Arkamdan "Muhammed (S.A.V) aşkına" deyince zınk diye durdum, tepemden kaynar sular döküldü sanki. Döndüm verdim.

          Konya'da okuyoruz. Akşam ezanına yakın 4-5 arkadaş Nalçacı'dan Alaattin'e yürüyerek gidiyoruz. Devlet Hastanesi'nin orada karşımıza bir dilenci çıktı. Meczup biri, üstü başı perişan. Yanımızdaki arkadaşlardan biri de Konya'nın yerlisi Osman Özyurt (Geçen yıl rahmetli oldu, Allah rahmet eylesin) diye bir arkadaşımız. Osman onu biliyormuş. Namı "Pir Ali" imiş.

          Bu Pir Ali bize: "20 Lira vereceksiniz" dedi. "Yav etme eyleme biz öğrenciyiz, hepimizin cebindekini toplasan 20 Lira çıkmaz belki, 3-5 lira verelim" dedikse de "Yok vereceksiniz" diyor, başka şey demiyor. Sonuçta veremedik, yürüdük. "İnşallah başınıza yağmur yağar" dedi. Havada da hiç  bir şey yok. 100-150 metre falan ya gittik ya gitmedik. Yav arkadaş bi yağmur yağdı, bi yağmur yağdı sanki kovayla boşaltılıyor. Ya "Taş yağsın" deseydi?

          Şimdi düşünüyorum da; biz o gün o parayı verebilseydik, acaba ne olurdu?

          Suat ZOBU



0 yorum: "Dilenci"