İskilip
üstünde bir kara bulut,
Ana
ben gidiyom, sen beni unut.
.......................................
Gittik, bir çoğumuz gitti
uzak gurbetlere ekmek için.
Analarımız bizleri unutmadı
ama gördük ki; İskilipli İskilip’i unutmuş. O bırakıp gittiğimiz şehir yok
artık.
* * *
Çocukluk şehrimiz, Yeşil
İskilibimiz.
İki-üç katlı, cumbalı;
cumbasında ahşap kafesli , o kafeslerin gerisinde nice mutlulukların yaşandığı
masal şehrimiz.
İnsana saygılı, doğaya
saygılı mimari yapılaşma. Anadolu’da sivil mimarinin gelişebildiği, günümüze
aktarılabildiği ender şehirlerden biri.
Daracık, eğri büğrü
sokaklarının her dönemecinde farklı bir mimari sürprizle, "ben de
buradayım" diyen onurlu başkaldırışı ile karşımıza çıkıveren muhteşem
konaklarıyla, Yivlik Suyu’yla, dolması, keşkeği, turşusuyla, bilmem kaç bin
yıllık kalesiyle, yoğun gölgeli, tavus kuşlu parkında 25 kuruşa dünyanın en
güzel limonatasını içtiğimiz bizim İskilip.
Bedri Rahmi’nin hayran
kaldığı şehir. O şehirden ne kadarı kaldı geriye?
70’li yıllarda MeydanMahallesi’nde ilk 5 katlı apartman yapıldığında herkes yüksekliğine,
büyüklüğüne hayran kaldı. Hiç kimse bilmedi ki, o apartman İskilip’in binlerce
yıllık kültürel ve mimari birikiminin altına konulan bir dinamit. Sonraki
yıllarda o güzelim evler yıkıldıkça yıkıldı, o apartmanlar yapıldıkça yapıldı.
Bizim Safranbolu’dan neyimiz
eksikti de güzelim şehrimiz korumaya alınmadı. Beypazarı’nın konakları
bizimkilerden daha mı güzel de onlar korumaya alındı, şimdi turizme açılıp
Beypazarı, Safranbolu "marka şehir" oldu?
Sayın yetkililer,
Bunca yıkıma, mimarinin,
kültürün yok edilmesine göz yumdunuz da, şu Tosya Yolu (Nam-ı diğer
Çorum-Kastamonu Yolu)’nun şehrin kalbine bıçak gibi saplanmasına nasıl izin
verdiniz?
Bu nasıl bir şehircilik anlayışı,
bu nasıl bir imar uygulaması? Bütün şehirlerde transit yollar şehir dışına
alınırken İskilip’te neden şehrin ortasından geçer? Şehrin gelişmesine katkı mı
sağlayacak? İskilip için ne yapılırsa yapılsın nüfusu buradan öteye gitmez
(bunu da kanıksayalım lütfen).
Çayboyu’nun katledilmesi
içinizi sızlatmadı mı?
Şehrin dışından gitseydi de
Haca’ren (Hacıkarani)’den Uludere’ye gidecek Ahmet Bey arabasıyla 2-3 km fazla
yol yapsaydı n’olur du sanki? Ağaç mı kesilecekti? Kaç ağaç kesildiyse
sayısınca dikilemez miydi?
Sayın duyarlı kişiler, yaşam
kalitenizi yükseltmenize kimse bir şey diyemez. Apartmanınızı, villanızı şehir
dışına yapın.
İskilipliler, yetkililer;
İskilip’i neden bir
Safranbolu yapmıyoruz, turizme açmıyoruz? Yöresel mimariyi yansıtan, anıtsal
nitelik taşıyan yapıları tespit edip korumaya alın. N’olur İskilip’i koruyun,
kalanlardan ne kurtarabilirseniz kurtarın. Torunlarımıza miras bir
"İskilipcik" kalsın bari.
Lütfen.
Başka İskilip yok, olamaz da
geçmiş olsun!..
Sevgiyle kalın.
Mimar Suat ZOBU
Görsel: iskilipliyiz.com
Milliyet Blog:
blog.milliyet.com.tr/iskilip-neden-bir-safranbolu-olmaz-/Blog/?BlogNo=375392
0 yorum: "İskilip Neden Bir Safranbolu Olmaz"