ÜÇ KISA HİKAYE
Tavuk, çayırda otlayan ineğe gitmiş:
“Merhaba inek hanım!”
İnek, tavuğun kendisine, merhaba demesini yadırgamış:
“Hayrola?”
“Size, ortaklık teklif etsem, ne dersiniz?”
İnek, ne kadar inek olsa da, bir işi reddedecek kadar
inek olmadığından, inekleşmemiş:
“Söyle bakalım, ne iş bu?”
“Sizinle sucuklu yumurta yapalım, insanlar sucuklu
yumurtaya bayılır!”
İneğin aklı yatmış, tavuk ortaklık şartlarını sıralamış:
“Bana münasip bir yerde folluk gösterin, gidip
yumurtalarımı folluğa doldurayım!”
Birkaç gün sonra, tavuk, bir küfe yumurtayla çıkagelmiş,
inek memnun, yalnız tavuğun yanındaki eli bıçaklı adamı gözü tutmamış:
“Ortak, bu adam kim?
“Kasap, sucuklu yumurta için… Sizi kesecek, sucuk
yapacak, benim de yumurtalarım var, ortaklık tamam!”
İnek ayılır gibi olmuş:
“Bu ortaklık benim canıma mal olacak galiba!”
“Maalesef inek hazretleri, amacımız, ins anlara bol,
lezzetli ve şişmanlatmayan sucuklu yumurta yedirmek, değil mi? Hadi, lütfen
kendinizi sayın kasaba teslim ediniz!”
Şimdi buna, kalkınmış ülkelerle, kalkınmamış ülkeler
arasında,
ekonomik işbirliği anlaşması diyebilir misiniz?
* * *
“Cambaz”ın değişik anlamı vardır, at üstünde, tel üstünde
gösteri yapanlara da cambaz denir, özellikle hayvan pazarlarındaki
pazarlıkçılara da cambaz, denir.
Cambazın biri, eşeği yularından çekip gelmiş, bir başka
cambaz yanaşmış:
“Kaça bu eşek?”
“Bin lira!”
“Aldım gitti, ver elini helalleşelim!”
Birkaç kişi alıcının kulağına fısıldamış:
“Yahu görmüyor musun, bu eşek topal; onun için ucuza
verdi!”
“O eşek topal değil, tırnağının arasına taş kaçmış, topal
sanıp ucuza elden çıkarmaya bakıyor!”
Eşeği satana koşmuşlar:
“Yahu bu topal değilmiş, tırnağına taş kaçmış!”
Satıcı gülmüş:
“Eşek topa l olmasına topal da, öyle sansınlar diye taşı
tırnağına ben
koydum!”
Alıcıya koşmuşlar:
“Yahu bu eşek gerçekten topalmış, taşı o koymuş. Seni de
kandırdı, parayı aldı!”
Alıcı dövünmeğe başlamış:
“Vay namussuz; eğer verdiğim para sahte olmasaydı, beni
kazıklayacaktı!”
Bunun adına serbest piyasa da “alışveriş” diyorlar mı?
* * *
Aslan, eşek ve tilki ava çıkmışlar; bir geyiği vurup
gelmişler. Aslan emretmiş:
“Şunu pay edin!”
Eşek avı üç eşit parçaya bölmüş, herkesin payını vermiş;
ama aslan beğenmemiş:
“Hani benim aslan payım!”
Eşek, eşekliğinden olacak anlamamış:
“Ne demek aslan payı!”
Aslan bir pençede eşeği parçalamış, sonra, tilkiye
dönmüş:
“Hadi, sen pay et!”
“Efendim sizin olduğunuz yerde pay etmek ne demek? Hepsi
sizin, buyurun afiyetle yiyin!”
Aslan hayretle sormuş:
“Sen bunu kimden öğrendin?”
Tilki cansız yatan eşeği göstermiş...
"Bunun adına da sosyal adalet diyorlar…"
(Teşekkürler Tülay Eker)
0 yorum: "Çağdaş La Fontaine Hikayeleri..."