pencerenize karartın vururdu ben sokakta dururdum

o cumbalı evinizin balkonundan bakardın

uykusuz geçerdi gecelerim gurur yapar sana diyemezdim

ben ekmek aş yiyemezdim ey yar yiyemezdim

Comments

14 Aralık 2013

Kuyruk

Hiç farkında değiliz ama ömrümüzün azımsan(a)mayacak bir kısmı kuyruklarda geçiyor. 
Banka kuyruğu, fatura kuyruğu vb. 

Bankaya, hastaneye, postaneye, pastaneye (pardon pastane yok), girip sıra fişi alıyoruz; bekle bakalım.
 ..
Etrafa göz gezdiriyorsunuz çekinerek; orada sizden daha önce gelen birileri mutlaka vardır. Sanki orada doğup büyümüşler gibi köklü otururlar. Bakışları "Biz yıllardır burada bekliyoruz, bir de sen mi geldin?" der gibidir. 
Siz de beklersiniz. 
Gözünüz, sıra numaralarını gösteren kırmızı rakamlarda.  
Her "bip" sesinde sıranın biraz daha yaklaştığını bilir, kuyruğun bir an önce bitmesi için sabırsızlanırsınız.  
Şimdiki kuyruklarda dijital sıra numaraları var, kuyruğun ne zaman size gelebileceğini az çok tahmin edebiliyorsunuz hiç değilse...  
x x x  
Ya eski kuyruklar; hem de ne kuyruklar.  
Kuyruğun babası, kuyruğun dik âlâsı o zamanlardaydı.  
Şeker kuyruğu, yağ kuyruğu, çay kuyruğu, mazot kuyruğu, benzin kuyruğu, tüp kuyruğu aklınıza ne gelirse onun kuyruğu.  Kuyruk babam kuyruk. 
Öyle saatlerce değil, günlerce süren kuyruklar. 
Bir varil mazot alabilmek için 15 gün iptidai benzinliklerde yatarak sıra beklenildiğini hatırlar çoğumuz.
Uzayıp giden kuyruklar...
Kuyrukta sırayı bozmaya çalışanlara tepkiler olurdu: 
KLASİK TEPKİ: "Sıraya geç kardeşim" 

NEOKLASİK TEPKİ: "Şeker kardeşim sıraya geçiver" 

REALİST TEPKİ: "Sıra var" 

SURREALİST TEPKİ: "Sallandıracaksın bunlardan ikisini Kızılay`da, bak bir daha yapabiliyorlar mı?" 

ROMANTİK TEPKİ: "Beyefendi galiba sırayı görmediniz?" 

NATURALİST TEPKİ: "Sırana geç" 

MODERN TEPKİ: "Efendim insanımız eğitimsiz. Hâlbuki Avrupa da......"

POST-MODERN: "Sırana geç lan ayı!" 

UZLAŞIMCI: "Acelesi olmasa öne geçmezdi; üzmeyin garibi" 

DEVRİMCİ: "Alt yapı sorunları çözülmeden halkımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek" 

KADERCİ: "İki dakika fazla beklesek kıyamet mi kopar? Kısmetse hepimizin işi görülür" 

FELSEFECİ (septik-kuşkucu): "Ön ve arka kavramları görecelidir. O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? 

Öne geçtiğini zanneden, aslında arkaya geçmiş olabilir"  
x x x  
Bazılarının kuyruk acısı da vardır ki, yıllar geçmesine rağmen hala içinden çıkmamıştır.  
Kimi kavga yapmış, dayak yemiştir; kiminin farkına bile varmadan cüzdanı çalınmıştır.  
O kadar uzun süre kuyruklarda bekleyerek alınabilen mal, alınabilen hizmet herkesi mutlu etmiştir.  
Şimdilerde hemen gidip marketten istediğin kadar alabildiğin çayın şekerin ne kıymeti harbiyesi var ki?  
Oysa akşamdan kuyruğa girip ertesi gün ikindiye doğru alabildiğin bir kilo şekerle, bir paket çay (125 gr)’la demlediğin çayın içimindeki keyif başka olmaz mı?  :)  
x x x  
Gene de kuyruksuz günler dilerim.  
Sevgiyle kalın.  


Suat ZOBU

0 yorum: "Kuyruk"